AB’nin stratejik iflası - Ufuk Ulutaş

 Bunun en büyük bedelini de öteki olarak görülen Türkler ve Müslümanlarla birlikte bir entegrasyon projesi olan AB ödüyor. KurulduÄŸunda büyük bir baÅŸarı hikayesi olan AB, an itibarıyla absürt bir birliÄŸe dönüştü. Ortaya koydukları deÄŸerleri, idealleri ve kriterleri birer birer çiÄŸniyorlar. Fransa mülteci kamplarını yakıyor, birliÄŸin doÄŸudaki üyeleri mültecilere karşı dikenli teller örüyor. Ä°ÅŸkence, gayri insani muamele ve tabii ki ölüme terk etme, AB’nin kağıt üstündeki tüm ideallerini ayaklara alır nitelikte.

Neresinden bakarsanız bakın, AB bir kriz içerisinde. Her kriz içerisinde olan siyasi yapıda olduÄŸu gibi bu yüzden AB’de de popülizm, ırkçılık, izolasyonculuk ve hatta saldırganlık prim yapıyor. Bir suçlu arayışı içerisindeler; faturayı kesecekleri ve dikkatleri kendilerinden baÅŸka tarafa yönlendirecekleri bir günah keçisi arıyorlar. Bu günah keçisi bazen Türkiye, bazen Müslümanlar, bazen de mülteciler oluyor. Kendilerinde hiç suç yok; çünkü suç kavramının tanımını kendileri yapıyor.

Tıpkı terör tanımını kendilerinin yaptığı gibi. Yüksek perdeden uzun süredir Türkiye’nin terörle mücadelesini eleÅŸtiriyorlar. ÖrneÄŸin AP, Kati Piri diye bir raportör bulmuÅŸ; AP’deki PKK temsilcisi gibi çalışıyor. AB tüm kurumlarıyla PKK terörünün sırtını dayadığı merci halinde. PKK her başı sıkıştığında soluÄŸu Avrupa’da alıyor. Teröristler AB vatandaşı rahatlığında üye ülkelerde geziyor, eylem yapıyor, Türklere saldırıyor. Yani PKK zaten AB’ye üye olmuÅŸ. Müzakereler yapılmadan tam üyeliÄŸe geçiÅŸ yapmış; AP’ye temsilci gönderecek yasal zemine eriÅŸmiÅŸ.

Aynı AB, ne kadar Türkiye karşıtı TC vatandaşı varsa hepsini PKK gibi tam üyelik zırhına sokmuÅŸ durumda. Darbe giriÅŸiminde mi bulunuyorsun? Oturma iznin hatta vatandaÅŸlığın hazır. Devlete karşı espiyonaj faaliyetlerinde mi bulunuyorsun? VatandaÅŸlığı bırakın ödüller de peÅŸi sıra gelir. PKK’ya silah mı taşıyorsun? AB kurumlarında VIP muamelesi görmen garanti.

Bütün bunların üzerine AB’nin Türkiye’de herhangi bir ağırlığının olmasını beklemesi absürt ötesi bir durum. AB teröre açtığı kucakla, yaygın Ä°slamofobik ve ırkçı söylemleriyle, içinde bulunduÄŸu krizden Türkiye’ye saldırarak kurtulabileceÄŸini düşünmesiyle velhasıl Türkiye düşmanlığını seçim kazanmanın bir aracı olarak kullanmasıyla Türkiye’deki tüm özgül ağırlığını yitirmiÅŸ durumdadır. Aldığı kararların (tavsiye niteliÄŸinde olsa bile) Ankara’da hiçbir karşılığı yoktur. AB, Türkiye siyasetinde etkin bir aktör olma ÅŸansını teröre verdiÄŸi kesintisiz destekle, Türkiye’ye verdiÄŸi sözleri birer birer yemesiyle, ÅŸoven söylemlerle Türkiye’ye alakalı-alakasız her konuda yüklenmesiyle, FETÖ darbe giriÅŸimine karşı Türkiye demokrasisine destek çıkmamasıyla, PKK’yı Türkiye’ye tercih etmesiyle çoktan kaybetmiÅŸtir. Bu sebepten AP’nin zaten fiilen dondurulmuÅŸ olan bir müzakere sürecini geçici olarak dondurulmasını tavsiye etmesinin haber deÄŸeri bile tartışılır. Bu absürt kararı yeniden düşünmesi ve deÄŸerlendirmesi gereken AB’nin kendisidir. Müzakereleri hızlandıracakken dondurma iradesi ortaya koyması, AB’nin stratejik iflasını da gösterir ki stratejik olarak müflis ve ideolojik olarak absürt bir noktaya gelen AB’nin Ankara’dan çok da cazip göründüğünü söyleyemem.

Ufuk UlutaÅŸ - AKÅžAM